T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
İSTANBUL / BAHÇELİEVLER - Bahçelievler Halk Eğitimi Merkezi

Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

 

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, Türkiye Cumhuriyeti'nin resmen kurulduğu tarihtir. Ulu Önder Atatürk, diğer bayramlar gibi bu bayramı da gelecek nesillere bir miras olarak bırakmıştır. 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapılan bir anayasa değişikliğiyle Türkiye'nin yönetim biçimi Cumhuriyet olarak belirlenmiştir. Bunun 101 pare top atışıyla kutlanması aynı gün meclis tarafından kararlaştırılmıştır. Bizler de yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş günü olan 29 Ekim'i her yıl ülkece coşku içinde kutlamaya devam ediyoruz.

 

Türk halkı için Cumhuriyet Bayramı, milli birlik ve beraberliğin, toplumsal dayanışmanın üst düzeye çıktığı milli bayramlarımızdan birisidir. Kurtuluş Savaşı'nın Türk milletinin zaferiyle sonuçlanmasının ardından ortaya çıkan yönetim boşluğunun kaldırılması amacıyla yeni bir yönetim biçiminin belirlenmesi şarttı. Mustafa Kemal ve arkadaşları yaptıkları çalışmalar sonucu Türkiye'ye yakışır yönetim şeklinin cumhuriyet olduğuna karar verdi. Nihayetinde 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet ilan edildi.

 

29 Ekim 1923 de ne oldu?

 

Osmanlı İmparatorluğu'nda, ikinci Meşrutiyetin ilanından altı yıl sonra Birinci Dünya Savaşı başladı. 1914′te başlayan Birinci Dünya Savaşı'na dünyanın belli başlı devletleri katıldı. Dört yıl süren savaş sonunda bizimle birlikte olan devletler yenildi. Savaş kurallarına göre biz de yenilmiş sayıldık. Ülkemiz İngilizler, Yunanlılar, Fransızlar, İtalyanlar tarafından paylaşıldı. Ulusuna inanan, güvenen Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919′da Samsun'a geldi. Erzurum'da, Sivas'ta kongreler düzenledi. Mustafa Kemal Paşa "Tek bir egemenlik var, o da Milli egemenliktir. Ülkeyi yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır." diyordu. Yurdun dört bir tarafından gelen ulus temsilcileri -milletvekilleri- 23 Nisan 1920 günü Ankara'da Büyük Millet Meclisi'nde toplandı. Meclis, Mustafa Kemal Paşa'yı başkan seçti. Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde Büyük Millet Meclisi Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı başlattı. Bir yandan efeler, dadaşlar, seymenler bulundukları yörede düşmana karşı koydular. Öte yandan düzenli ordular İnönü'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da savaştılar. Yurdumuz düşmanlardan kurtarıldı. Tahtını, rahatını düşünen padişah, yenilen düşmanla birlikte yurdumuzdan kaçtı. İmzalanan Lozan Barış Antlaşması ile yeni bir devlet doğdu. Bu doğan devletin yönetim biçimi henüz belirlenmemişti. İkinci dönem Büyük Millet Meclisi 11 Ağustos 1923′te ilk toplantısını yaptı. 13 Ekim 1923′te Ankara Başkent oldu. Atatürk; düşmanın ülkeden atılıp sınırlarımızın belirlenmesinden sonra, çoktan beri tasarladığı cumhuriyetin ilanı üzerinde hazırlıklar yapmaya başladı. 28 Ekim 1923 akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya'da yemeğe çağırdı. Onlara, "Yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz." Dedi.

 

29 Ekim 1923 günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı hazırlanan cumhuriyet önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verildi. Meclis önergeyi kabul etti. Böylece ülkemizde cumhuriyet yönetimi kuruldu. Atatürk kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı oldu. Cumhuriyet'in ilanı yurtta sevinç ve coşku ile karşılandı. Cumhuriyet; yurttaşların seçme ve seçilme hakkının olduğu bir yönetimdir. Ulus temsilcilerinin kabul ettiği yasalarla ülkenin yönetilmesidir. Cumhuriyet yönetiminde söz ulusundur. Cumhuriyet'i korumak, kollamak, yaşatmak her yurttaşın ödevidir.

 

AKDENİZ’E DOĞRU

 

EğiImez başımıza taç yaptık hürriyeti,
ZaferIe kaIbimize yazdık Cumhuriyeti…

Sakarya’dan su içtik o çeIik süngüIerIe,
YuvaIarı dağıImış bir avuç yıImaz erIe.
“Hedef Akdeniz, asker!” diyen parmağa koştuk…
Zafer bahçeIerinden güI koparmağa koştuk…

Yol gösterdi göklerden bize binlerce yıldız,
Kıpkızıl ufuklardan taştı al bayrağımız.

Koştuk aslanlar gibi kükreyip dağdan dağa
Canavarlar dişinden vatanı kurtarmağa.

Sakarya’dan su içtik o çelik süngülerle,
Yuvaları dağılmış bir avuç yılmaz erle.

Eğilmez başımıza taç yaptık hürriyeti,
Zaferle kalbimize yazdık Cumhuriyeti…

Ömer Bedrettin UŞAKLI

 

 

 

ATATÜRK VE CUMHURİYET

 

Baş eğmişken önünde altı asır her zorluk,

 

Göçtü bir çınar gibi koca imparatorluk!..

 

Çatırdattı bu göçüş göklerini vatanın, Duyunca silkindi Türk narasını “Ata"nın!…

 

Haykırdı kadın, erkek: “İhtilâl var, ihtilâl"!

 

Çiğnenemez yerlerde mübarek, şanlı hilâl…

 

Alev alev bayrağım kızıllıklarda yandı,

 

Bütün millet “Kemal"in etrafında toplandı!..

 

Dönünce yurt ananın gözleri bir pınara

 

Can verdi ulu tanrım bu devrilen çınara!..

 

Saldı o yeniden kök, filiz, gövde, dal budak:

 

Irkının şahlanışı ısırttı “Garb"a dudak!..

 

Çekince Mehmetçik'ler kılıçları kınından,

 

Göl göl oldu her taraf korkak düşman kanından!

 

Birleşti siperlerde gazilerle, şehitler,

 

Yeni bir düzen verdi dünyaya koç yiğitler!..

 

Dile gelince otuz asırlık şanlı mazi,

 

Türk'ün kara bahtını ağarttı

 

“Büyük Gazi"!..

 

Son verip bu cenkte biz binbir kötü niyete,

 

Kavuştuk sevgilimiz: İstiklâl, hürriyetle!..

 

Değildir zindan artık bize Anadolu'muz,

 

Cumhuriyet nuruyla aydınlandı yolumuz!..

 

Onun kutsal sevgisi taşıyor içimizden,

 

Gökler dolusu selâm, ölmez “Ata"ya bizden!..

 

 

 

Cemal Oğuz ÖCAL  

 

 

 

 

 

 

 

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 28.10.2024 - Güncelleme: 28.10.2024 13:22 - Görüntülenme: 54
  Beğen | 9  kişi beğendi